Müşteri Temsilcisi
Tuğba
Müşteri Temsilcisi

Merhaba ben Tuğba. WhatsApp üzerinden bize yazabilirsiniz.

03:13
Whatsapp Destek Hattı
Post

Duygusal Zekâ

           Duygusal zekâ, bireylerin kendilerini tanımasında, amaçlarına ulaşmasında, yaşamdan keyif almasında, içsel motivasyonunun artmasında, empati becerisini geliştirmesinde, diğerleriyle olan ilişkilerini yönetebilmesinde, çözüm odaklı bakabilmesinde, olayları yapıcı değerlendirebilmesinde, doğru ve sağlıklı kararlar vermesinde yararlanılan zeka türüdür.

           Bireylerin her yaş döneminde geliştirilebilen ve eğitim ile üst düzeylere çıkarılabilen bireysel, sosyal, duygusal ve hayat dair boyutlarını kapsayan zekâ seviyeleri yani EQ (emotional quotient), bireylerin sabit zihinsel ve mental zeka seviyelerinden yani IQ (intelligence quotient) seviyelerinden daha ön plana çıkmaktadır.IQ seviyesi eşit seviyede olan bireylerin sosyal yaşamda ve iş hayatında aynı düzeyde başarı gösterememe sebebi EQ seviyelerinin farklı olmasından kaynaklıdır.

          Duyguların davranış biçimlerini etkilediğinin bilincinde olmak ve duyguları ortaya sağlıklı davranışlar koymak için yönetebilmek önemli bir kabiliyettir. Bazı araştırmalar duygusal zekâ gelişiminin bebeklikten başladığını ortaya koymaktadır. Duygusal zekanın gelişmesinde ebeveynlerin katkısı fazladır. Çocuklar duygularını tanımayı ve doğru ifade etmeyi aileden öğrenirler.

          Çocuklarda duygusal zekanın gelişiminde ailenin de davranışlarıyla doğru bir model olması çok önemlidir. Hisleri görmezden gelinen, çok fazla serbest bırakılan, çok katı ve aşırı disiplinli bir tutuma maruz kalan, ebeveynler arasında tutarsız davranışlara maruz kalan çocuklarda duygusal zekâ gelişimi geride kalır. Çocukların duygusal zekâ ve kişilerarası iletişim becerilerinin gelişim temeli aile tarafından atılır. Çocuklar bireyler arasındaki sözlü-sözsüz iletişimi, yüz yüze iletişimi nasıl yapacaklarını aile kanalıyla öğrenirler.

       Peki çocuklar kişilerarası iletişimi en doğru ve sağlıklı biçimde öğrenebilmeleri için ve duygusal zekâ becerilerinin gelişimi için aileler neler yapabilir?

           Çocuğun yaşadığı olaylar karşısında o olaylara dair olumlu (mutluluk, sevinç, coşku gibi), olumsuz (üzüntü, öfke, kaygı, korku gibi) duyguları tanımlayarak: “Şuan yaşadığın bu olaya karşı bu duygu ve duygular içinde olabilirsin, hissettiklerini anlıyorum.” mesajı içinde olunmalıdır. Böylelikle çocuklar duygularını tanır, tanımlar ve ifade etmeyi öğrenir. Çocuklar fazla özgür bırakılmamalıdır. Birçok olay yaşayan çocuk o olayın ortaya çıkardığı duyguyu yok saymamalıdır. Duygunun kendiliğinden geçmesi beklenmemelidir. Bu durum duygusal etkileşim, empati becerisi ve vicdan gelişimlerini olumsuz etkileyebilir. Çocuk yaşadığı olumsuz bir duygudan kaynaklı ortaya çıkan olumsuz bir davranış gösterirse sert uyarılmamalı veya katı cezalar verilmemelidir. Öfke gibi olumsuz duygularını da açığa çıkarmalı ve ifade etmesine izin verilmelidir. Huysuzluk veya gerginlik semptomlarında hemen cezalandırmaya gidilmemelidir.

       Çocukların değer algılarının zedelenmemesi için ebeveynler kendi ruh hallerine göre yaklaşım göstermemeye dikkat etmelidirler. Ebeveyn kötü hissettiğinde çocuğu cezalandırırsa iyi hissettiğinde her yaptığını onaylar veya ödüllendirirse çocuklarda değer, özgüven ve benlik algılarında bozulmalar yaşanabilir. Ayrıca çocuklar duygularının farkında olarak bu yaşadıkları duygularla başa çıkma becerilerinin desteklenmesi için alternatif duygusal reaksiyonları öğrenmelerine yardımcı olunmalıdır. Yaşadıkları duygulara karşı farklı farklı tepkiler göstermemeye dikkat edilmeli, net ve açık ifadelerle yol gösterici olunmalıdır.

Bu Gönderiyi Paylaş

Yorum Yap

E-posta hesabınız yayımlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir