Müşteri Temsilcisi
Tuğba
Müşteri Temsilcisi

Merhaba ben Tuğba. WhatsApp üzerinden bize yazabilirsiniz.

18:24
Whatsapp Destek Hattı
Post

Babalık Üzerine

Babalık Üzerine

Çocuğu olan her insan, ebeveyndir. Tıpkı annelik gibi babalık da bir çocuğumuz olacağını öğrendiğimiz o ilk andan itibaren başlıyor, deneyimlerle şekilleniyor. Annelik ve babalık üzerine geliştirilen rolleri ise toplumsal cinsiyet rolleri ile paralel ilerleyen bir durum. Çoğunlukla yaşadığımız kültür ve çevreden etkileniyor.

Çocuk gelişimi literatüründe yapılan bilimsel araştırmaların, yazıların, söyleşilerin çoğu anneleri konu alıyor. Ancak her şeyin hızla değiştiği günümüzde, ebeveynliği bir bütün olarak ele alan, aile fotoğrafının içine babaları da yerleştirmeyi amaçlayan, babalık üzerine eğilen pek çok bilimsel araştırma ve yaklaşım da var.

Türkiye’de bu anlamda yürütülen en kapsamlı araştırma AÇEV tarafından 2017 yılında yapılmış. Babalık üzerine yapılan araştırma sonuçlarına göre Türkiye’de babaların %92’si çocukları çok sevdiği için çocuk sahibi olmak istediğini söylüyor, ancak aynı babaların %91’i çocuk bakımında birincil sorumlunun anne olduğunu belirtiyor.

Raporun detaylarına inince babaların %50’sinin çocuğunu hiçbir zaman tuvalete götürmediğini, %35’inin ise çocuğunun hiçbir zaman tırnağını kesmediği görülüyor. Fiziksel bakıma benzer şekilde, eğitim ve sosyal alanlarda da babaların yokluğu göze çarpıyor. Örneğin babaların %35’i çocuklarının okul etkinliğine hiç katılmamış. Çocuklarıyla birlikte oldukları zamanın çoğunu birlikte televizyon izleyerek, alışveriş merkezlerinde dolaşarak ya da akraba-ev ziyaretlerinde geçiriyorlar. (Detaylar için: ilkisbabalik.acev.org)

Değişen Babalık Rolleri

Yapılan araştırmalar sağlıklı baba-çocuk ilişkisinin, çocuğun sosyal, duygusal ve akademik başarısını büyük ölçüde ve olumlu yönde etkilediğini vurguluyor. O halde yukarıdaki sonuçları değiştirmek, ruhsal ve bedensel olarak sağlıklı bireyler yetiştirmek için önemli.

Hayat hızla değişiyor. Aile yapısı, toplumsal babalık ve annelik rolleri de bu değişimin bir parçası. Önceki nesillerde mesafeli, otoriter ve ailenin direği konumunda olan baba, günümüzde çocuğun fiziksel ve duygusal ihtiyaçlarını karşılayabilen, aile içinde eşit rol dağılımı yapabilen babalara dönüşüyor. Peki bu değişimin bir parçası olmak için siz neler yapabilirsiniz?

“İlgili Baba” Olmak için Neler Yapabilirsiniz?

Beraber zaman geçirin

Artan iş yükü, yoğun çalışma saatleri, yorgunluk… Çocuğunuzla zaman geçirmek için istekli ve hevesli oldukça bunların hepsini bir yana bırakmak mümkün. Önceliklerinizi değerlendirerek, sadece çocuğunuz ve size ait olan özel zamanlar planlayın.

Destek arayın

Fiziksel ve duygusal ihtiyaçların karşılanması, nasıl oyun oynayacağınız, nasıl etkili iletişim kuracağınız konusunda kitaplardan, uzman görüşlerinden, diğer babalardan, eşinizden, kısacası herkesten bilgi ve destek isteyin. Paylaşımlarda bulunun. Eşinizden ve ailenizden babalık rollerinizi geliştirmek üzere alan ve zaman isteyin.

Rol model olun

Sizin ebeveynleriniz size farklı yaklaşmış olabilir. Çocuklarıyla iyi iletişim kurabilen, sevgi ve saygı bağlamında dengeli bir rol modeliniz olmayabilir. Ancak değişim ve gelişim her zaman mümkün. Davranışlarınız ve sözlerinizle çocuğunuza rol model olduğunuzu ve çocukların en iyi görerek öğrendiklerini unutmayın. Örneğin kitap okuma alışkanlığı kazanmasını istediğiniz çocuğunuz ancak siz de düzenli kitap okuyorsanız bu kazanımı elde edecektir.

Onu sevdiğinizi ve ona değer verdiğinizi hissettirin

Çocuğunuza onu sevdiğinizi, onun biricik kızınız/oğlunuz olduğunu söylemeyi ihmal etmeyin. Mümkün olduğunca sık olarak sevginizi fiziksel temas ile gösterin, doya doya sarılın, öpün, koklayın çünkü sevginin ve şefkatin fazlası yoktur.

Sizi tanımasına fırsat verin

Zamanınızın büyük bir bölümünü geçirdiğiniz ortamı onunla da paylaşın. Örneğin, çocuğunuzu iş yerinize götürün, yaptığınız işi, bir gününüzün nasıl geçtiğini ona anlatın.

İletişime açık olun

 

Çocuklarınız ile hem fiziksel hem de duygusal olarak aynı hizada iletişim kurmaya çalışın. Bir sorun olduğunda paylaşıma ve çözüme açık olduğunuzu hissettirin.

Güven verin

Sizin için önemli olan değerleri düşünün, çocuğunuza bunları etkin şekilde aktarıp aktarmadığınızı gözden geçirin. Evde kuralların, görevlerin, ilişkilerde sınırların ve aile olarak önem verdiğiniz değerlerin olduğunu ona aktarın, bunları gerekirse birlikte tartışabilecek bir konuşma ortamı yaratın.

 

Tüm bunları uygulamak her zaman kolay olmayabilir. Ancak unutmayalım ki kendi ebeveynlerimizden aldığımız tüm mirası çocuklarımıza aktarmak zorunda değiliz. Kendi ihtiyaçlarımıza ve geliştirmemiz gereken alanlara odaklanmak yetişkin ve ebeveyn olarak bizlerin sorumluluğunda.

Değerli Yankı Yazgan’ın da söylediği gibi;

Bir çocuk büyütmek, kendini büyütmektir.

Begüm KÖSELER

Uzman Gelişim Psikoloğu

Instagram: @psikolog.begumkoseler

Bu Gönderiyi Paylaş

Yorum Yap

E-posta hesabınız yayımlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir